Haber

Ace Flags Yine Birinciyiz! IMF ‘Türkiye Zombi Şirketlerde Lider’ Derken, TCMB Verileri ‘Uçuyoruz’ Diyor

Türkiye, Merkez Bankası’nın uzun bir aradan sonra ‘önemsizleştirdiği’ faiz kararını yeniden ekonomi gündeminin ana unsuru haline getirdi. Faiz artış oranları yerli ve yabancı yatırım kuruluşları ve uzmanlar tarafından tartışılsa da beklentilerin altında, yüksek veya orantısız güce dayalı olarak uygulanacak faiz artışlarının yan etkileri olacaktır. Bu yan etkilerden ilki yatırım, istihdam ve üretim üçlüsüdür. Krediler ve faiz oranları karşısında savunmasız durumda olan şirketler ve bankalar durumun ne olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşıyor. IMF, Türkiye’de ilk sırada zombi şirketlerin olduğunu söylerken, Merkez Bankası bilgilerinde bir sorun yok gibi görünüyor.

Türkiye ekonomisinde enflasyon düşüyor, yeni ekonomi yönetiminden rasyonel beklentiler var, işsizlik yatay, büyüme devam ediyor ve döviz kuru yatay görünüyor.

Tablonun arkasını döndüğümüzde dış ticaret ve cari açık gibi sorunların yanı sıra rezervlerdeki azalmayı, enflasyondaki yavaşlamayı, yüksek oranların enflasyona dönüşmesini sayarsak sayfalarca sürecek sorunları görüyoruz. yapışkan bir seyir ve regülasyonlarla kırılgan hale gelen banka bilançoları. Bunlara 22 Haziran’da yapılacak faiz artışının boyutu, etkisi gibi veriler de eklendiğinde nasıl bir tabloyla karşılaşacağımızı hesaplamaya çalışıyoruz.

IMF’nin yaptığı bir çalışmada Türkiye’nin bu konudaki sorununun tahmin edilenden daha büyük olabileceğinden korkuluyor.

‘Zombi şirket’ kısaca halktan aldığı desteğe veya ucuz finansmana rağmen mali durumu sürdürülemez durumda olan ve karşılıksız desteklerle su üzerinde ‘yüzen’ şirketler için kullanılıyor.

IMF iktisatçılarının 16 Haziran’da yayınladığı ‘Yürüyen ölülerin yükselişi: Dünyadaki zombi şirketler’ raporunda, pandemiden bu yana zombi şirket sayısının arttığı görüldü.

Halka açık olmayan şirketlerde bu oran Türkiye’de en yüksektir.

‘Zombi’ şirketlerle ilgili endişeler tüm dünyaya yayılırken, düşük karlar yapıp yüksek kredi ya da bazda ayakta kalan şirketler, iyi işleyen şirketler için de tehdit konumunda.

Raporda 2000 yılından bu yana halka açık olmayan zombi şirketler hesaplanırken, artışın son yıllarda hızlandığı görüldü.

Borsaya kote olmayan, işlem görmeyen ve halka açık olmayan zombi şirketlerde Türkiye başkan olurken, onu Endonezya, Romanya ve Rusya izledi.

Türkiye halka açık şirketler sıralamasında 21. sırada yer aldı. Halka açık şirketler sıralamasında en fazla zombi şirkete sahip ülkeler arasında Ürdün başı çekerken, onu Güney Kıbrıs ve Yunanistan izledi.

IMF raporunda, pandeminin şirketler üzerindeki etkisinin ağır olduğu, bunu azaltmak için kamu takviyelerinin ağır olduğu belirtilirken, “halka açık olmayan şirketlerin zombi oranı daha düşük” denildi.

Emlak, güç gibi büyük oynaklığın yaşandığı kanal bölümlerinde zombi oranı daha yüksekti.

Önemli ekonomistler, zombi şirketlerde lider olmamız konusunda yorumlarını esirgemiyorlar.

?

?

Geçtiğimiz haftalarda Mali Müşavirler Vakfı’nın “Yakın Gelecekte Dünya ve Türkiye” konulu paneline katılan Prof. Dr. Daron Acemoğlu da bu konuya dikkat çekti.

Acemoğlu, bankaların bilançolarında henüz ölçmedikleri ya da net olarak ölçmedikleri ‘takipteki kredilerde’ sorun yaşıyor olabileceğini söyledi.

“VeFinans” isimli Twitter hesabının TCMB bilgilerinden derlediği bilgilere göre, borçluluk hem reel kesimde hem de bankacılık sektöründe ve hanehalkında düşük görünüyor. Bu kafa karıştırıcı bir resim sunuyor.

TCMB’nin önümüzdeki haftaki PPK toplantısında alacağı faiz kararı üzerindeki kırılganlığın ölçülemez boyutu tedirginlik yaratıyor.

“Yüksek enflasyonla birlikte reel sektörün borçluluğu azaldı.”

“Reel sektörün kur riski azaldı.”

“Reel sektörün karlılık göstergeleri tarihi ortalamaların üzerine çıktı.”

Artan kârlılıkla birlikte reel sektörün borç ödeme gücü iyileşti” dedi.

“Hanehalkının borçluluğu zaten çok düşük.”

“Bankacılık sektörünün aktif kalitesi görünümü makul.”

“Kötü krediler için yüksek karşılık.”

“Sabit faizli TL menkul kıymetlerin bilanço payı artmakla birlikte sınırlı.”

“Bankacılık sektörünün de potansiyel kayıpları karşılayabilecek sermaye tamponları var.” Ne düşünüyorsun? Hangi veriler daha iyi ölçüm sağlar?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu